SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık

Bursa Digital, Bursa Haber, Bursa Son Dakika - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TÜMKAD'lı üyeler stres yönetimini öğrendi Haber

TÜMKAD'lı üyeler stres yönetimini öğrendi

Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD), üyelerine yönelik bilgilendirme toplantılarına devam ediyor. Uzman Psikolog Anna Vardar TÜMKAD üyeleriyle stres yönetim hakkında bilgi paylaşımında bulundu. TÜMKAD tarafından düzenlenen etkinlikte Uzman Psikolog Anna Vardar, stresi yenmenin anahtarı olarak nefes alışveriş tekniklerindeki değişime işaret etti. Vardar, “Günlük yaşantımızda beyaz yakalar olarak pek çok sorunla mücadele ediyoruz. Burada on milyon yıllık bir gelişim sürecindeki nefes alıp verme alışkanlıklarımız söz konusu. Vücut, baskı ve yüksek stres anında hayatta kalma durumu olarak da ifade edebileceğimiz: ‘savaş-kaç’ moduna geçiyor. Savaş-kaç durumunu, eski çağlarda atalarımızın aslanla karşılaştığındaki nefes alış-verişi olarak tanımlayabiliriz. Örneğin, maillere baktığımızda veya toplantı bildirimleri geldiğinde kendimizi baskı altında hissettiğimiz için bu moda geçiyor ve stresi yaşayabiliyoruz. Onun için doğru nefes alıp vermek stresin önemli bir ilacıdır” dedi. TÜMKAD Kültür Sanat Komisyonu tarafından planlanan etkinlikte Uzman Psikolog Anna Vardar, doğru nefes almanın gündelik hayatta en önemli unsur olduğunu ifade etti. Vardar, “Her zaman burundan nefes alıp vermeliyiz. Burun nefes almak, ağız yemek yemek içindir. Bu hem bizim göstereceğimiz performans hem de sağlık açısından çok önemli. Yeni doğan bebekler karından nefes alır. Daha sonrasında modern hayatın stresi bizi ciğerden nefes almaya iten en önemli olgudur. Ama diyafram, solunumun yüzde 75’ini karşılayabilecek kadar güçlü bir kas. Bundan nedenle karnımızdan nefes almamız gerekiyor” diye konuştu. Diyafram nefesinin nasıl alındığını uygulamalı olarak da gösteren Vardar, nefesin vücudumuzun birden fazla duruma adapte olmasında ana etken olduğunun altını çizerek, vücudumuza tehlike altında olmadığımızı ispatlamak için doğru nefes alışverişinde bulunmamız gerektiğini ifade etti. Katılımcılara kendi nefeslerinin sağlıklı seviyede olup olmadığını görebilmeleri için bir dizi testi de gösteren Vardar, günlük hayattaki stres yönetiminde kritik eşiklerden birinin nefes alışverişi olduğunu dile getirdi. Anna Vardar etkinliğin sonunda katılımcılarla kısa süreli bir meditasyon gerçekleştirdi.

17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde Prematüre Bebek Annelerine Özel Öneriler Haber

17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde Prematüre Bebek Annelerine Özel Öneriler

Türkiye’nin uyku markası Yataş Bedding, 17 Kasım’da kutlanan Dünya Prematüre Günü kapsamında prematüre bebeklerin ve annelerinin mücadelesini unutmuyor ve bu özel günde farkındalığı artırmak için önerilerde bulunuyor. Yataş Uyku Kurulu uzmanları Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Berhan Bayram, Fizyoterapist Zafer K. Aksungur ve Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu prematüre bebek annelerine özel öneriler sunuyor. Her yıl dünya genelinde 10 bebekten 1’i prematüre olarak dünyaya geliyor. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre prematüre doğum oranı %12,9 seviyelerinde seyrediyor. Erken doğan bebekler gelişimlerini henüz tamamlamadıkları için beyin, kalp, akciğer gibi hayati organlarında çeşitli risklerle karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle prematüre bebekler için doğumdan hemen sonra gerekli sağlık koşulları sağlanması gerekiyor. Dünya Prematüre Günü, prematüre bebeklerin ve annelerinin varlığını topluma hatırlatmak, sorunlara dikkat çekmek ve farkındalığı sürdürmek amacıyla, Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl 17 Kasım tarihinde kutlanıyor. Prematüre doğum sonrası süreç; mücadelenin, sabrın, umudun ve koşulsuz sevginin en yoğun yaşandığı çok özel bir dönem. Bu süreçte annelerin hem duygusal hem de fiziksel olarak güçlü kalabilmesi, yalnızca kendi sağlıkları değil, bebeklerinin gelişimi için de kritik öneme sahip. Yataş Bedding’in uyku-sağlık ilişkisi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 2021 yılında hayata geçirdiği Yataş Uyku Kurulu uzmanları, Dünya Prematüre Günü kapsamında prematüre bebek annelerine özel öneriler sunuyor. Anne İyi Olursa, Bebek de İyi Olur Prematüre doğumun, annenin zihinsel ve bedensel hazırlığını tamamlayamadan ani bir geçişle anneliğe adım atmasına neden olduğunu ve bu geçişin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda güçlü bir duygusal sarsıntı yarattığını belirten Yataş Uyku Kurulu Üyesi Uzman Psikolog Tuba Dadaşoğlu; “Prematüre doğum sonrası birçok anne, bebeği hastanedeyse sürekli onun durumu hakkında endişelenir. Her an bir haber alacakmış gibi tetikte olur. Kalbi sürekli hızlı atar, aklı sürekli meşguldür. Gece yastığa başını koysa bile beden gevşeyemez; çünkü zihin hep uyanıktır. Bazı anneler ise duygusal yoğunluktan dolayı aşırı uyku hali yaşayabilir. Gece tetiklenmeleri, yani aniden uyanmalar da sık görülür. Tüm bunlar, annenin beyninin hâlâ ‘alarm’ modunda olduğunun göstergesidir. Beden gevşemeyi bilmiyorsa, ruh da dinlenemez” diyor. Tuba Dadaşoğlu, bu dönemde annelerin yaşadığı duygusal yoğunluğa karşı kendilerine daha şefkatli yaklaşmalarının çok önemli olduğunu söylüyor ve şu önerilerde bulunuyor: “Öncelikle ruh halinizi suçlamayın, anlamaya çalışın. Kaygı, üzüntü, korku, suçluluk… Bunların hepsi insanidir. Uyuyamıyorsanız kendinize kızmayın. ‘Ben niye böyleyim?’ demek yerine, kendine ‘Zihnim çok yorgun, o da korunmaya çalışıyor’ demek daha iyileştirici olur. Derin ve kesintisiz uyuyamıyorsanız bile, gün içinde kısa molalar vermeyi ihmal etmeyin. Kendinizle konuşmayı değiştirin. ‘Yetersizim’ ya da ‘güçsüzüm’ gibi iç sesleri fark edin. Bunlar gerçek değil, sadece kaygının sesidir. Onların yerine ‘Zor bir süreçten geçiyorum ve elimden gelenin en iyisini yapıyorum’ demeyi deneyin. Yalnız kalmayın. Duygular, paylaşıldıkça hafifler. Bu süreçte psikolojik destek almak bir zayıflık değil, annenin hem kendine hem bebeğine en büyük hediyesidir. Son olarak, prematüre bir bebek annesi olmak zaten başlı başına güçlü olmaktır. Her şeyi mükemmel yapmak zorunda değilsiniz. Yeterince iyi anne olmak, zaten fazlasıyla yeterlidir.” “Anneler, omurganızı unutmayın” Yataş Uyku Kurulu Üyesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Berhan Bayram, annelik dönemi boyunca omurga sağlığını korumanın, kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Berhan Bayram sözlerine şöyle devam ediyor: “Araştırmalar, postpartum dönemde kadınların %50'den fazlasının sırt ve bel ağrısı yaşadığını göstermektedir. Uyku sırasında bel bölgesinin desteklenmemesi, fazla yumuşak ya da çok sert yataklar ve yanlış yastık kullanımı, bu şikayetlerin artmasına neden olur. Özellikle yan veya sırt üstü pozisyonda, dizler arasına konulacak bir yastıkla omurganın doğal eğriliğini korumak, basit ama etkili bir önlemdir. Gündelik hayatta, özellikle bebeği hep aynı kolda taşımak ya da sürekli tek taraflı omuz çantası kullanmak da omuz kuşağında asimetriye ve skolyoz benzeri postüral sorunlara yol açabilir. Annelere önerilen ergonomik taşıma çözümleri ve simetrik taşıma alışkanlıkları, bu riskleri azaltabilir. Emzirme sırasında öne eğilerek uzun süre sabit kalmak da boyun ve sırt bölgesindeki kaslarda spazmlara ve ağrılara neden olabilir. Bunun yerine sırtı destekleyen yastıklar kullanmak, ayakları hafifçe yükseltmek ve bebeği göğse yaklaştıran destek yastıkları tercih etmek, hem konforu artırır hem de omurgayı korur. Postpartum dönemde yaşanan uyku problemleri, annelerin fiziksel ve zihinsel yorgunluğunu artırmaktadır. Uyku kalitesinin düşmesi, fiziksel semptomlara ve bebek bakımına ilişkin sorunlara bağlı olarak annelerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Uyku ortamının doğru seçimi, ergonomik destekler ve bilinçli taşıma alışkanlıkları sayesinde anneler, hem bebekleriyle dolu dolu vakit geçirebilir hem de kendi beden sağlıklarını koruyarak bu süreci sağlıklı bir şekilde sürdürebilirler.” Düşük Şiddetli Egzersizler, Annenin Fiziksel Sağlığını ve Ruh Halini İyileştiriyor Yataş Uyku Kurulu Üyesi Fizyoterapist K. Zafer Aksungur ise prematüre doğum sonrası dönemde annenin bedeninin yaşadığı yüklenmelere dikkat çekerek, bu süreçte hafif egzersizlerin etkisine vurgu yapıyor. Aksungur, “Anneler bu süreçte bebeklerinin ihtiyaçlarını önceledikleri için kendi fiziksel sınırlarını ihmal edebiliyorlar. Ancak unutulmamalıdır ki, uzun süreli stres, uyku bölünmeleri ve hareketsizlik; boyun, sırt ve bel bölgesinde kas gerilimlerine, postür bozukluklarına ve kronik yorgunluğa neden olabilir. Vücut, bu dönemde hem hormonal değişimlerle hem de duygusal yüklerle mücadele halindedir. Bu yüzden annenin fiziksel rahatlaması çok önemlidir” diyor. Evde rahatlıkla uygulanabilecek düşük şiddetli egzersizlerin bu dönemde hem kas-iskelet sistemini desteklediğini hem de sinir sistemini rahatlattığını belirten Aksungur, sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle omurgayı destekleyen ve dolaşımı artıran çocuk pozisyonu, kobra esnemesi, omurga rotasyonları ve kalça bölgesi germe hareketlerinin düzenli uygulanması, annenin kaslarında gevşeme sağladığı gibi beden farkındalığında artış ve stres düzeyinde azalma sa sağlar. Basit hareketler, annenin hem fiziksel olarak toparlanmasına hem de içsel olarak dengelenmesine yardımcı olur. Bu egzersizler yalnızca bedeni değil, aynı zamanda nefes yoluyla zihni de sakinleştirir. Gece uykularının kalitesini artırmak, gün içinde enerji seviyesini yükseltmek için oldukça etkilidir.”

Bursa Yıldırım’da afet farkındalığı Haber

Bursa Yıldırım’da afet farkındalığı

Yıldırım Belediyesi, AFAD ile birlikte düzenlenen panelde, Bursa'da kentsel dönüşüm ve afet bilinci konusundaki çalışmalarını paylaştı; Başkan Oktay Yılmaz, şehirleri güvenli ve dayanıklı hale getirme hedeflerine dikkat çekti. Afetlere karşı ilçeyi daha güvenli ve dayanıklı bir hale getirmek amacıyla çalışmalar yürüten Yıldırım Belediyesi, bu faaliyetlerini AFAD ile organize edilen Afet Bilinçlendirme ve Hazırlık Panelinde sundu. Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ın yanı sıra Vali Yardımcısı Salih Altun, Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, AFAD yetkilileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, muhtarlık ve vatandaşlar katılım sağladı. Panelde afet yönetimi, kentsel dönüşüm, gönüllülük ve risk azaltma konuları masaya yatırıldı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, yaptığı sunumda ilçedeki düzensiz ve güvenli olmayan yapıların dönüşümü üzerinde durdu. Yılmaz, “Şimdiye kadar ilçemizde 755 hektarlık alanda planlama çalışmalarını tamamladık. 200 hektarın üzerinde çalışmalar devam ederken, 450 hektarlık alanda planlama sürecine yakında başlanacak. Toplamda 870 hektar alanı, dönüşüm için elverişli hale getirdik” dedi. Başkan Yılmaz, gerçekleşen kentsel dönüşüm projeleriyle ilçeye kazandırılan yeşil alan, eğitim, ibadet, sosyal tesisler, spor tesisleri, sağlık ve pazar yerlerini de dile getirdi. “Biz binaları değil, yaşamı değiştiriyoruz. 29 kentsel dönüşüm projemizin 13’ünü belediye, 16’sını ise özel sektörle gerçekleştirildi. Hedefimiz 2029 yılına kadar 30 bin bağımsız birimi tamamlamak” ifadeleriyle belirtti. Panelde ayrıca; Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, AFAD İl Müdürü Mehmet Buldan, Bursa Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eyüphan Avcı ve Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Fatih Gürses, afet yönetimi, gönüllülük ve deprem riski konularında sunumlarını paylaştı. Program sonunda Başkan Yılmaz ve protokol üyeleri, mahallelerde oluşturulan “Mahalle Destek Afet Gönüllüleri”ne teşekkür belgelerini sundu. Afete hazırlık ve müdahale süreçlerinde katkı sunan STK arama kurtarma ekiplerine de ödülleri takdim edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.