SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ihracat

Bursa Digital, Bursa Haber, Bursa Son Dakika - Ihracat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ihracat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bursa'da 250 büyük firmanın net satışları rekora koştu Haber

Bursa'da 250 büyük firmanın net satışları rekora koştu

BTSO’nun "Bursa 250 Büyük Firma Araştırması – 2024" sonuçlarına göre, Bursa’daki 250 büyük firmanın net satışları yüzde 43 artışla 1,467 trilyon TL’ye yükseldi. Ancak artan finansman giderleri, kârlılıkta sert düşüşe yol açtı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından bu yıl 28’incisi gerçekleştirilen “Bursa 250 Büyük Firma Araştırması – 2024” sonuçları açıklandı. Buna göre 2024 yılında Bursa’da 250 büyük firmanın toplam net satışları, 2023 yılına göre yüzde 43 artışla 1 trilyon 467 milyar TL’ye yükseldi. Buna karşın artan finansman giderleriyle firmaların kârlılıkları önemli oranda geriledi. NET SATIŞLARDA GÜÇLÜ ARTIŞ 2024 yılında Bursa’da 250 büyük firmanın toplam iç ve dış satışları, 2023 yılına göre yüzde 43 artarak 1 trilyon 467 milyar TL’ye yükseldi. Üretimden net satışlarda ise yüzde 44’lük artış kaydedildi. Buna karşın, firmaların faaliyetlerinden oluşan katma değer yüzde 10’luk sınırlı bir büyüme göstererek 231,7 milyar TL seviyesine ulaştı. 2023 yılında yüzde 102 artış gösteren katma değer, 2024’te küresel büyümenin yavaşlaması ve sıkı para politikaları nedeniyle daha ölçülü bir artış sergiledi. FİNANSMAN GİDERLERİ KÂRLARI ERİTTİ Bursa 250 Büyük Firma Araştırması’nda kâr eden firma sayısı 164’e geriledi. 2023 yılında listede kâr eden firma sayısı 220 olmuştu. Vergi öncesi kâr/zarar toplamı yüzde 67 düşüşle 28,2 milyar TL’ye indi. Firmaların toplam faaliyet kârı yüzde 50,7 azalarak 47,7 milyar TL’ye, FAVÖK büyüklüğü ise 157,5 milyar TL’ye düştü. Finansman giderleri ise yüzde 14,5 artışla 54,9 milyar TL’ye ulaştı. 2023 yılında toplam finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 49,6 iken, 2024’te bu oran yüzde 115,2’ye yükseldi. Böylece finansman maliyetleri, firmaların kârlılıklarını önemli ölçüde sınırlayan temel unsur haline geldi. Bursa 250 firması ihracatta da Türkiye ortalamasının üzerinde performans gösterdi. Toplam ihracat, yüzde 10,8 artışla 14,8 milyar dolara ulaşırken, istihdam yüzde 7 artışla 189 bin 977 kişi oldu. Listenin zirvesinde 175,5 milyar TL net satışla Oyak Renault yer aldı. Tofaş 106,1 milyar TL ile ikinci, TGS Dış Ticaret 84,3 milyar TL ile üçüncü sırada bulunurken, Bosch, Borçelik ve Togg ilk 10’da yer aldı. Listede otomotiv yan sanayi 69 firma ile lider sektör olurken, tekstil, gıda, perakende ve metal sektörü firmaları sıralamada öne çıktı. BAŞKAN BURKAY: “BURSA İŞ DÜNYASI ÜRETMEYE DEVAM ETTİ” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, küresel korumacı politikalar ve artan maliyetlerin firmaların üzerindeki yükünü artırdığına dikkat çekerek, “Tüm zorluklara rağmen Bursa iş dünyası üretmeye, ihracat yapmaya ve istihdamı korumaya devam etti. Kârlılıktan ödün verse de çarklarını durdurmadı” dedi. Burkay, finansmana erişimin maliyetinin reel sektörün en önemli engeli olduğunu vurguladı ve teknolojiyi, dijitalleşmeyi ve verimliliği merkez alan üretim modellerinin yaygınlaştırılacağını belirtti. BTSO, TEKNOSAB, BUTEKOM, MESYEB, Model Fabrika gibi projelerle sanayi ve teknoloji ekosistemini güçlendirmeye devam ederken, UR-GE, HİSER ve Ticari Safari projeleriyle firmaların küresel pazarlarda rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor. BTSO tarafından gerçekleştirilen Bursa 250 Büyük Firma Araştırması – 2024 sonuçlarına www.ilk250.org.tr adresinden ulaşılabiliyor.

Türk-Fransız İş Birliğinde Dev Yatırım Planı Haber

Türk-Fransız İş Birliğinde Dev Yatırım Planı

Fransa Dış Ticaret Danışmanları Türkiye Komitesi (CCEF), “Sürdürülebilir Etki: Türkiye’deki Fransız Firmaları ve Türk-Fransız Ortaklıklarının Ekonomik ve Sosyal Katkıları / 2020–2024 Güncellemesi” başlıklı raporu kamuoyuyla paylaştı. Rapor, Fransız ve Fransız-Türk şirketlerinin 2020–2024 arasında Türkiye’ye 3,6 milyar avro yatırım yaparak GSYİH’ye yüzde 1,6 katkı sunduğunu; önümüzdeki üç yılda ise 5 milyar avroluk yeni yatırımla bu etkiyi artırmaya hazırlandığını ortaya koyuyor. Fransa Dış Ticaret Danışmanları Türkiye Komitesi “Sürdürülebilir Etki: Türkiye’deki Fransız Firmaları ve Türk-Fransız Ortaklıklarının Ekonomik ve Sosyal Katkıları / 2020–2024 Güncellemesi” başlıklı raporunu yayımladı. Rapor, Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız ve Fransız-Türk ortaklı şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevresel düzeyde yarattığı katma değeri kapsamlı verilerle ortaya koyuyor. Bulgulara göre, bu şirketler Türkiye’de doğrudan 143 binden fazla kişiye istihdam sağlıyor; dolaylı etkilerle birlikte bu sayı yaklaşık 385 bin kişiye ulaşıyor. Ülke genelinde 197 üretim tesisiyle faaliyet gösteren Fransız sermayeli ve ortaklı şirketler, Türkiye’yi sadece önemli bir pazar olarak değil, aynı zamanda rekabetçi bir üretim merkezi olarak konumlandırıyor. 3,6 milyar avroluk yatırım Rapor ayrıca 2020–2024 döneminde 3,6 milyar avroluk yatırım gerçekleştiren bu şirketlerin ekonomik dalgalanmalara rağmen Türkiye’ye olan güvenlerini koruduklarını ve uzun vadeli iş birliklerini sürdürecekleri gösteriyor. Aynı dönemde Fransız ve Fransız-Türk şirketlerinin 36,6 milyar avroluk ciroya ulaşması, Türkiye ekonomisinin dinamizmine sunduğu güçlü katkıyı da ortaya koyuyor. Bu ciro içinde ihracatın yüzde 22’lik paya sahip olması, Türkiye’nin küresel ticaret ağlarına entegrasyonunda Fransız sermayesinin oynadığı stratejik rolü vurguluyor. GSYİH’ye yüzde 1,6 katkı Rapora göre, Fransız ve Fransız-Türk şirketleri Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 1,6’sına denk gelen bir katkı sağladı. Bu katkı, 2024 yılı sonu döviz kuru dikkate alındığında yaklaşık 18,7 milyar avroya karşılık geliyor. Bu göstergeler, Türkiye’deki Fransız yatırımlarının yalnızca ekonomik bir etki yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda istihdam, üretim ve sürdürülebilir kalkınma açısından da ülke ekonomisinin temel direklerinden biri haline geldiğini ortaya koyuyor. Ar-Ge ve inovasyonda güçlü ortaklıklar CCEF’nin raporu, Ar-Ge ve inovasyon alanında da Fransız ve Fransız-Türk ortaklıklarının rolünü gözler önüne seriyor. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 52’si, üniversiteler, araştırma merkezleri veya yerel paydaşlarla ortak projeler yürütüyor. 2022–2024 döneminde 700 milyon avroluk Ar-Ge yatırımı gerçekleştirilirken, katılımcı şirketlerin yüzde 47’si Türkiye’de patent, marka veya sınai hak tescili yaptırdı. Bu durum, bilgi transferi, teknolojik yenilik ve yetenek geliştirme süreçlerinde Fransız sermayesinin ülke içinde kalıcı bir değer zinciri oluşturduğunu gösteriyor. Kadın liderliği ve sürdürülebilirlikte kararlı adımlar Sosyal sürdürülebilirlik alanında da dikkat çekici sonuçlara yer verilen raporda, şirketlerin yüzde 64’ünün yönetim kademelerinde kadın temsilini artırmak amacıyla somut adımlar attığını, yüzde 71’inin ise yıllık karbon ayak izi değerlendirmesi gerçekleştirdiğini belirtiliyor. Böylece Fransız ve Fransız-Türk firmaları, ekonomik büyümenin ötesinde toplumsal eşitlik ve çevresel sorumluluğu da stratejilerinin merkezine yerleştiriyor. 5 milyar avroluk yeni yatırım ufukta Raporda ayrıca, önümüzdeki üç yıl için 5 milyar avroya ulaşması beklenen yeni yatırım planları da dikkat çekiyor. Uygun ekonomik ve yasal koşulların devam etmesi durumunda, bu yatırımların Türkiye ekonomisinin üretim kapasitesine, ihracat potansiyeline ve istihdam hacmine ciddi katkılar sağlaması bekleniyor. Türk-Fransız Ticaret Derneği (CCIFT) ve Fransa Dış Ticaret Danışmanları (CCEF) Türkiye Komitesi Başkanı, TAV Havalimanları İcradan Sorumlu YK Üyesi Franck Mereyde şunları belirtti: “Türkiye’deki Fransa varlığı, Türkiye’nin GSYH’sinin %1,6’sına katkıda bulunarak ve yaklaşık 400.000 doğrudan ve dolaylı istihdam sağlayarak, ülke ekonomisinin temel taşlarından biri ve birçok sektörde istihdamın önemli bir itici gücü konumundadır. Bu durum, Türkiye ekonomisine duyulan güvenin ve Türkiye'yi uzun vadeli stratejik bir ortak olarak görmenin açık bir göstergesidir.” Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi İletişim Dairesi Başkanı Gökhan Yücel “Bu ortaklığın özü aslında 140 yıllık ticari hayatımızı yansıtıyor. 2024 yılında Fransa ve Türkiye arasındaki ikili yatırım stoğu 8,4 milyar doları aşmış durumda. Bu hacmi sadece rakam olarak ele almamak daha doğru olur. Bu aynı zamanda yıllara yayılan karşılıklı ortak hedeflerin ve somut yol haritalarının da bir göstergesi. Dolayısıyla bu raporu okurken raporu sadece bir veri derlemesi ya da istatistik envanteri olarak görmekten ziyade, verileri içinde bulunduğumuz dönemin ruhunu, küresel ekonominin nabzını ve önümüzdeki dönemin yatırım ufkunu gösteren bir yol haritası olarak görmek gerekir. Belirsizliklerin, jeopolitik kırılmaların ve teknolojik dönüşümün iç içe geçtiği bir çağda yaşıyoruz. Üretim, tedarik ve lojistik ağları artık sadece maliyete göre değil; aynı zamanda dayanıklılık, coğrafi çeşitlilik ve stratejik konumlanma kriterlerine göre yeniden tasarlanıyor. Bu eğilim de özellikle bizim gibi üretim kabiliyeti yüksek, bölgesel merkez olma potansiyeli taşıyan ülkeler için önem taşıyor. Tüm bu sebeplerden dolayı böylesine kapsamlı ve titiz bir çalışmanın büyük bir önem taşıdığını düşünüyoruz.” açıklamasını yaptı. Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Isabelle Dumont ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu çalışma, Fransız firmalarının Türkiye’ye olan ilgisini ve Türkiye’deki uzun vadeli stratejilerini teyit etmektedir. Ankete katılan Fransız ve Fransız-Türk ortaklı firmalar, son beş yılda Türkiye’de 3,6 milyar avro yatırım yapmış olup, önümüzdeki üç yıl içinde ilave 5 milyar avro daha yatırım yapmayı planlamaktadır.”

DOSABSİAD'da Türk Eximbank destekleri anlatıldı Haber

DOSABSİAD'da Türk Eximbank destekleri anlatıldı

Bursa'da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) tarafından düzenlenen “İhracatın Finansmanında Türk Eximbank’ın Kredi ve Sigorta Destekleri” başlıklı bilgilendirme toplantısı, üyelerin yoğun katılımıyla DOSABSİAD Konferans Salonunda gerçekleştirildi. BURSA (İGFA) - İhracatın Türkiye ekonomisinin en kritik büyüme alanlarından biri olduğuna dikkat çeken DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Onur Kutlualp, yaptığı değerlendirmede “Küresel rekabet koşullarının sertleştiği bir dönemde, ihracatçılarımızın hem uygun maliyetli finansmana ulaşması hem de uluslararası riskleri yönetebilmesi büyük önem taşıyor. DOSABSİAD olarak amacımız, üyelerimizin küresel pazarlarda daha güçlü bir konuma ulaşmasını sağlamak; üretimden pazarlamaya, finansmandan risk yönetimine kadar her aşamada yanlarında olmak. Bu doğrultuda düzenlediğimiz her etkinliği, bölgemizin ihracat kapasitesine yapılmış bir yatırım olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı. “FİRMALARIMIZI BİR ÜST LİGE ÇIKARACAK YATIRIMLARI TEŞVİK EDİYORUZ” Sunumunda KOBİ’lerin ihracata hazırlanma sürecine yönelik finansman programlarını anlatan Türk Eximbank Pazarlama Direktörü Mehmet Efkan Bingöl, “KOBİ İhracata Hazırlık Kredisi, ihracata yönelen ya da ihracata başlamış KOBİ’lerimizin üretim öncesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş bir destek mekanizmasıdır. Yeni pazarlara açılmak, kalite yatırımı yapmak ya da ihracat altyapısını güçlendirmek isteyen firmalarımıza uygun maliyetli finansman sağlıyoruz” ifadelerini kullandı. Uzun vadeli ihracat finansmanına yönelik ürünlere de değinen Bingöl “Özellikli İhracat Kredisi yüksek katma değerli ürün üreten, yeni pazarlara açılmak isteyen veya uzun vadeli satış koşullarına ihtiyaç duyan firmalarımız için proje bazlı bir modeldir. Bu programla sadece mevcut ihracatı desteklemekle kalmıyor; firmalarımızın bir üst lige çıkmasına imkân sağlayacak yatırımları da teşvik ediyoruz.” diye konuştu. Etkinlik, kredi mekanizmalarının ardından Eximbank’ın sigorta uygulamalarına dair bilgilendirmeyle devam etti. Bu kapsamda söz alan Marmara Bölge Sigorta Pazarlama ve Koordinasyon Müdürü İbrahim Görmüş, pandemi sürecinden sonra ihracatçıların tahsilat risklerinin giderek önem kazandığını vurgulayarak “İhracatçılarımızın artık yalnızca fiyat ve kaliteyle rekabet etmesi yeterli değil; küresel risklerin doğru yönetilmesi de büyük önem taşıyor. Eximbank Alacak Sigortası ile firmalarımızın yurtdışı alıcılarından doğan vadeli alacaklarını ticari ve politik risklere karşı güvence altına alıyoruz. Bu sayede daha uzun vadeli satış yapabilme, yeni pazarlara güvenle açılabilme ve sigorta poliçesinin finansman kuruluşlarına teminat olarak sunulabilmesi gibi önemli avantajlar sağlanıyor. Ayrıca faiz hassasiyeti olan firmalar için Katılım Esaslı Alacak Sigortası gibi alternatif modellerle esnek çözümler üretiyoruz.” ifadelerini kullandı “KREDİ VE SİGORTA ÇÖZÜMLERİMİZLE BURSA SANAYİSİNİN YANINDAYIZ” Türk Eximbank Bursa Şube Müdürü Aydın Güngör de Eximbank’ın Bursa sanayisiyle yakın iş birliğine vurgu yaptı. Kurum olarak temel önceliklerinin ihracatçı firmalarımızın uluslararası pazarlarda daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlamak olduğunu söyleyen Güngör “Hem kredi hem sigorta tarafında sunduğumuz tüm çözümlerle firmalarımızın yurt dışı operasyonlarını daha güvenli, daha erişilebilir ve daha yönetilebilir hale getiriyoruz. Bursa, üretim gücüyle Türkiye ihracatının lokomotif şehirlerinden biri ve biz de bu potansiyeli daha da yukarı taşımak adına işletmelerimizin her adımda yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi. Katılımcı firmalar, toplantının sonunda kredi limit süreçleri, sigorta başvuru kriterleri, teminat yapıları ve ülke risk analizleri gibi konularda detaylı sorular yöneltti. Üç Eximbank yetkilisi de sahadan gelen tüm soruları yanıtlayarak ihracatçılara uygulamaya dönük önemli açıklamalarda bulundu.

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor   Haber

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor  

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan mobilya sektörü, ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracatını yüzde 2,46 artırarak 425,5 milyon dolar ihracata imza attı. Yılın ilk 10 ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 1,72 artırarak 3 milyar 797 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, dolar bazlı büyümeye karşılık üretim bazında bir gerileme olduğuna dikkat çekerken, ithal girdinin çok az olduğu sektöre daha fazla destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi. 213 ülkeye ihracat yapan ve 2024 yılını 4 milyar 459 milyon dolar ihracatla kapatan mobilya sektörü, ihracatını artırmaya devam ediyor. Sektör, ekim ayında ihracatını, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 oranında artırdı. Ekim ayında 425,5 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektör, ihracatını sırasıyla en çok Irak’a, Almanya’ya, Birleşik Devletler’e, Fransa’ya ve Romanya’ya yaptı. Yılın ilk 10 ayına bakıldığı zaman da sektör, geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 1,72 artırarak 3 milyar 797 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Mobilya ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren MODOKO’nun Başkanı Koray Çalışkan, “Yıllık 12 milyar dolarlık üretim hacmi yakalayan, 213 ülkeye ihracat yapan ve 500 bin kişinin çalıştığı mobilya sektörü ihracat konusunda pek çok sektöre göre iyi bir performans sergiliyor. İhracatta devam eden artışın yıl sonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Bu anlamda yılı yaklaşık 5 milyar dolar ihracatla kapatmayı hedefliyoruz. Ancak şunu belirtmek gerekiyor ki kur artışından dolayı ihracatta bir artış gözükse de adetsel bazda bir gerileme mevcut. Mobilya sektörü, girdinin en az olduğu en fazla cari fazla veren sektörlerden bir tanesi. Mobilya sektörünün ayrıcalıklı sektör olarak kabul edilip sektöre verilen kredilerde destekler artırılmalı. Aynı zamanda Türkiye’de yaklaşık 45 bin tane mobilya üreticisi var. Bunlardan 39 bin tanesinde bir kişi çalışıyor, yani firma sahibi aynı zamanda çalışan. Burada bir düzenleme yapılıp mobilya sektöründeki haksız rekabetin önüne geçilebilirken sektör hızla büyüyüp 20 milyar dolarlık bir üretim hacmine ulaşabilir. Destekler verilmezse tekstil sektöründe olduğu gibi yatırımların yurt dışına taşınması ve şirket kapanmaları gündeme gelebilir” dedi. Taksit sayısı artmalı İç pazardaki hareketliliğin sağlanması için de indirim kampanyası başlattıklarını ifade eden Çalışkan, “Evlenecek çiftlerin, evini yenileyenlerin 50 yılı aşkın süredir ilk uğradıkları yer MODOKO oluyor. Hem güvenilir hem de kaliteli ürünün adresi olan MODOKO’da taksitlerin azaldığı bir ortamda evlenecek çiftlerin ya da mobilya almak isteyen kişilerin alım güçlerini kolaylaştırabilmek için özel bir kampanya başlattık. ‘MODOKO Sanal Çadır Günleri’yle 2 ay boyunca yüzde 50’ye varan bir indirim fırsatı sunuyoruz. Üretici ve tüketici enflasyon rakamlarına baktığınız zaman dahi zararına satışlar yaptığımızı söyleyebiliriz. Aynı zamanda bunu online kanalda gerçekleştirdiğimiz için İstanbul dışında Türkiye’nin her yerine de ulaşabiliyoruz. Bu kampanyayla sektörümüze bir nebze olsun can suyu vereceğimizi düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu. İç pazardaki daralmayı hareketlendirecek adımlardan en önemlisinin taksit sayısının artırılması gerektiğinin altını çizen Çalışkan, “Taksit sayısının 12’ye çıkarılması gerekiyor. Son yönetmelikle birlikte sayı 9’a düşürülmüştü. Ancak firmalar, sermaye yapılarından dolayı ve bankalardan geç ödeme aldıkları için 9 taksit yapmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden eskiden olduğu gibi 2 taksite ek bankaların da artı 5 ya da 7 taksit yapmaları, sektörün finansman yükünü hafifletip sektöre can suyu olacaktır. Çünkü şu anda en fazla konkordato ilan eden 5. sektör konumundayız” dedi.

Keskinoğlu Bursa Bölge Müdürlüğü Hizmete Açıldı Haber

Keskinoğlu Bursa Bölge Müdürlüğü Hizmete Açıldı

1963 yılında küçük bir tavuk çiftliğinde yumurta üretimiyle faaliyetlerine başlayan Keskinoğlu, bugün Matlı Şirketler Grubu çatısı altında Türkiye’nin ilk tam entegre üretim tesisi olarak piliç eti, sofralık ve pastörize yumurta, viyol ve ileri işlem ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor. Bölge müdürlükleri ve yaygın bayilik sistemiyle de iç pazarda ürünlerini tüketicisiyle buluşturan Keskinoğlu, üretimden tüketime gıda sektöründe stratejik bir konuma sahip olan Bursa’da bölge müdürlüğünü açtı. Merkezi Bursa’da bulunan Matlı Şirketler Grubu çatısı altındaki Yörsan ve Burdan markalarının da ortak bölge müdürlüğü noktası olarak hizmet verecek olan Bursa Bölge Müdürlüğü, Matlı markalarının Marmara Bölgesi’ndeki operasyonlarını daha etkin bir şekilde yönetmesini ve müşteri taleplerine daha hızlı yanıt vermesini sağlayacak. Bursa Bölge Müdürlüğü, hem Keskinoğlu’nun hem de Matlı Şirketler Grubu markalarının Türkiye genelindeki dağıtım ağını güçlendirmeye yönelik büyüme stratejisinin önemli bir adımını oluşturuyor. Bursa Bölge Müdürlüğü’yle bölgedeki lojistik operasyonlar merkezileştirilerek tedarik zinciri süreçleri optimize edilirken, yerel paydaşlarla iş birlikleri de güçlenecek ve bölgesel istihdama katkı sağlanmış olacak. Konuyla ilgili Matlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı şunları söyledi: “Matlı Şirketler Grubu ve Keskinoğlu, Yörsan, Burdan markaları olarak, gönüllü üstlendiğimiz bir misyon var: Türkiye'nin protein ihtiyacını karşılayan gıda grubu olmak! Bu hedefimiz doğrultusunda Türkiye’nin ilk tam entegre tavukçuluk şirketi olan Keskinoğlu’nun Matlı Ailesi’ne katılmasının üzerinden 2 yıl gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yaptığımız yatırımlarla ve istihdamla çok yol kat ettik. Üretimde güçlüyüz, aynı başarıyı sağlıklı bireyler yetiştirmede çok önemli rolü olan protein tüketimini artırmada da göstermek istiyoruz. Halkımızın uygun fiyatlı, kaliteli ve sağlıklı proteine ulaşmasında, sektörümüzün önemli bir misyon üstlendiğine inanıyoruz. İhracat her zaman çok önemli ama hem piliç eti ürünlerinde hem yumurtada ilk önceliğimiz iç pazar. İç piyasadaki talebi karşılamayı her zaman önceliğimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda bölge müdürlüklerimiz ve yaygın bayilik sistemimizle ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturuyoruz.”

BTSO’nun Cezayir B2B etkinliğine rekor katılım Haber

BTSO’nun Cezayir B2B etkinliğine rekor katılım

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde, bebek ve çocuk konfeksiyonu sektörüne yönelik UR-GE projeleri kapsamında Cezayir’de düzenlenen B2B etkinliği büyük ilgi gördü. Ticaret Bakanlığı destekli organizasyona 61 Türk firması ve 105 temsilci katılırken, iki gün boyunca 700’ü aşkın Cezayirli sektör temsilcisi etkinlikte bir araya geldi. BURSA (İGFA) - Türkiye bebek ve çocuk konfeksiyonu üretiminin yüzde 50’den fazlasını gerçekleştiren Bursalı firmalar, başkent Cezayir’de ikili iş görüşmeleri gerçekleştirerek potansiyel iş birliklerini değerlendirdi. Etkinlik, Cezayir’de tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde düzenlenen en kapsamlı B2B organizasyonlardan biri olarak kayıtlara geçti. BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, organizasyonun Cezayir’de ciddi bir ses getirdiğini belirterek, “İş görüşmeleri ve ortaklık fırsatları açısından oldukça verimli bir program oldu. Bu temasların devamında güzel iş birliklerinin ortaya çıkacağına inanıyoruz.” dedi. BEKSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayezit ise başarının temelinde dostluk ve dayanışmanın olduğunu vurguladı. Bayezit, “Rekabetten çok iş birliği ve arkadaşlık ön planda. Bu sayede başarılar doğal olarak ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Etkinlik kapsamında Afrika’nın yükselen pazarı Cezayir’de gümrük, lojistik ve ürün kalitesi konularına değinilirken, Türk ürünlerinin Cezayir pazarında avantajlı konumda olduğu belirtildi. BTSO UR-GE üyeleri, bu tür organizasyonların KOBİ’lerin ihracat ve marka bilinirliğine büyük katkı sağladığını ifade etti. Programın ikinci gününde BEKSİAD ile Cezayir Tekstil ve Deri Birliği arasında iyi niyet anlaşması imzalandı. BEKSİAD Başkanı Bayezit ve Birlik Başkanı Belhadj Tebbakh’ın imzaladığı protokol, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Merkez'in yıl sonu tahmini yükseldi... Sıkı para politikası sürecek Haber

Merkez'in yıl sonu tahmini yükseldi... Sıkı para politikası sürecek

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2025 yılı dördüncü Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü güncelledi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyonda 2025 için ara hedefin yüzde 24 olarak korunduğunu, yılsonu tahmin aralığının yüzde 25-29'dan yüzde 31-33'e çıkarıldığını açıkladı. Raporda, sıkı para politikasının fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürüleceği vurgulandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı dördüncü Enflasyon Raporu’nu yayımladı. Raporda, küresel ticaretteki belirsizlikler ve gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle 2025 yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 31-33 aralığına yükseltildiği bildirildi. Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan tarafından sunulan yılın son raporunda, son iki ayda enflasyon, gıda fiyatlarının da etkisiyle tahmin aralığımızın üzerinde gerçekleştiği belirtilirken, 2026 yılı enflasyon tahminini yüzde 13-19 aralığında, 2027 yılı tahminini ise tek haneli seviyelerde korudu. Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefinde istikrar kazanacağı öngörüldü. KÜRESEL GÖRÜNÜM BELİRSİZ, BÜYÜME TAHMİNLERİ ILIMLI Raporda, küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliklerin sürdüğü, ancak 2025’in ilk yarısında geçici etkilerle küresel büyümenin ılımlı bir seyir izlediği belirtildi. 2026 yılında korumacılığın artmasıyla büyüme görünümünün yeniden zayıflamasının beklendiği ifade edildi. TÜRKİYE EKONOMİSİ YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 4,8 BÜYÜDÜ TCMB, 2025’in ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 oranında büyüdüğünü açıkladı. Ancak raporda, iç talebin ve sanayi üretiminin üçüncü çeyrekte zayıf seyrini sürdürdüğü, buna karşılık ihracat ve cari işlemler dengesinde kısmi iyileşme yaşandığı belirtildi. ENFLASYON YÜZDE 32,9’A GERİLEDİ Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 32,9’a gerileyerek bir önceki raporda öngörülen aralığın üzerinde gerçekleşti. Gıda fiyatlarındaki artışın enflasyona yukarı yönlü katkı verdiği, buna karşılık enerji ve dayanıklı tüketim mallarında fiyatların sınırlı düşüş gösterdiği ifade edildi. POLİTİKA FAİZİ YÜZDE 39,5’E İNDİRİLDİ TCMB, Eylül ve Ekim aylarında toplam 350 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini yüzde 39,5 seviyesine çekti. Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlamaya rağmen, gıda fiyatları ve beklentilerdeki bozulma nedeniyle indirimlerin “sınırlı” tutulduğu vurgulandı. REZERVLER GÜÇLENİYOR, TL İSTİKRARLI Raporda, TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 24 Ekim itibarıyla 185,5 milyar dolar seviyesine yükseldiği ve Türk lirasının görece istikrarlı bir seyir izlediği belirtildi. Türkiye’nin risk priminin (CDS) 245 baz puana kadar gerilediği, TL cinsi varlıklara girişin ise küresel risk iştahındaki zayıflık nedeniyle yavaşladığı ifade edildi. “SIKI PARA POLİTİKASI KARARLILIKLA SÜRECEK” Merkez Bankası raporunda fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun süreceğini vurgularken, “Para politikası kararları, enflasyonun ana eğilimi, gerçekleşmeleri ve beklentileri dikkate alınarak ihtiyatlı biçimde belirlenecektir. Enflasyon görünümü ara hedeflerden belirgin şekilde ayrışırsa, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.” ifadeleri yer aldı. Raporda, ayrıca, makroihtiyati önlemler kapsamında Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının kapatıldığı, TL mevduat payı hedeflerinin aşağı yönlü güncellendiği ve kredi büyümesinin dezenflasyon patikasıyla uyumlu seyredeceği de belirtildi. Yılın son enflasyon raporuna ulaşmak için tıklayabilirsiniz

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil Haber

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa'nın ekonomik durumunu anlamak amacıyla Ekim 2025'te üyeleri arasında yaptığı BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi'nin sonuçlarını duyurdu. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir'in katkısıyla yürütülen araştırma, dezenflasyon sürecinin beklenilen düzeyde gerçekleşmediğini ortaya koydu. Anket katılımcılarının yanıtlarına göre, 2025 yılının üçüncü çeyreği geride kalırken; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yılın ilk yarısında ekonomik faaliyetlerin yavaşladığı ve iç talebin dezenflasyona katkı sağlayacak düzeyde olduğu yönündeki görüşüne karşın, ekonominin sıkı finansal şartlara rağmen beklentilerin üzerinde büyüdüğü belirlendi. İkinci çeyrekte canlı kalan iç talebin yanı sıra, enflasyonun dezenflasyonu destekleyecek bir hızda düşmediği gözlemleniyor. Ekim 2025 (2025 III. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi'ne verilen yanıtlar, ekonomideki büyüme eğilimini büyük ölçüde doğrulayan bir tablo çiziyor. Bu kapsamda, anket yanıtlarındaki bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında; toplu olarak aşağıda belirtilmiştir: Ankete katılan tüm işletmelerin mevcut ekonomik durumlarının bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde iyileştiği, imalat sanayinin ise bu düzelmeyi daha belirgin şekilde gösterdiği görülmekte. Bununla birlikte, firmalar gelecek altı ay boyunca mevcut durumlarında sınırlı bir iyileşme beklemekte. Bu beklenti, önümüzdeki üç ayda üretim hacimlerinin değişmeyeceği öngörüsüyle de uyumlu gözüktü. İSTİHDAMDA ARTIŞ BEKLENTİSİ... Öte yandan, firmalar önümüzdeki üç ayda istihdam seviyesinde belirgin bir artış bekliyor. Ayrıca, önümüzdeki altı ay içinde maaşlarla ilgili maliyetlerin artacağı beklentisi, bir önceki çeyreğe göre net bir artış eğiliminde. Ankete katılan tüm firmalar açısından gelecek 12 ayda makine-teçhizat yatırımları ile bina-tesis yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe göre toparlanması bekleniyor. İHRACATTA DURAĞANLIK... İhracatçı firmalar, önümüzdeki üç aya yönelik ihracat siparişlerinde bir önceki çeyrekle ortalama olarak artış beklerken, bu beklenti imalat sanayinde yatay seyretmektedir. Firmalar faiz riskinin bir önceki çeyreğe göre belirgin bir düşüş gösterdiğini ifade etmekte. Bunun yanı sıra, finansman ihtiyacının da bir önceki çeyrekteki haliyle devam etmesi bekleniyor. Tüm firmalar için kur risklerindeki küçük düşüşler, bir önceki çeyreğe göre genel anlamda gözlemleniyor. Ek olarak, gelecek üç aya yönelik Türk lirası cinsinden kredi faiz oranlarındaki aşağı yönlü beklenti zayıflamıştır. FİYATLARDA VE MALİYETLERDE ARTIŞ BEKLENTİSİ… Ankette bulunan tüm firmalar için, döviz kurundaki değişimlerin satış fiyatlarını etkileme süresinin genellikle 0-3 ay aralığında olduğu ve bir önceki çeyreğe göre ortalama hızın arttığı saptanmıştır. Firmalar, önümüzdeki üç ayda ortalama birim maliyetlerinin yükseleceğini beklerken, artış yönündeki beklenti bir önceki çeyreğe göre sabit kalmıştır. Gelecek üç ayda satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak yükseleceği tahmin edilirken, bu eğilim imalat sanayinde daha güçlüdür. Ankette yer alan tüm firmalar için yılsonu üretici fiyatları enflasyonu beklentisinin bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde arttığı belirtilmiştir. ENFLASYONLA MÜCADELE... Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, enflasyon dahil ekonomik verilerdeki sınırlı iyileşmenin üretici potansiyelini engellediğini dile getirdi. Küçükkayalar, “Dünyadaki gelişmeler, ekonomik stratejiler kurmayı zorlaştıracak kadar kaygı verici. Açık ve örtülü savaşlar, ekonomik mücadeleler, her an ekonomi stratejilerimizi aniden değiştirebiliyor. Enflasyonla mücadele, öncelikli hedefimiz olmalı. Ancak, dezenflasyonun beklenen hızda ilerlemediğini görüyoruz. Üretimden vazgeçmek, gelişmekte olan ülkeler için telafisi zor sonuçlar doğurabilir. İhracatı artıracak, kapasiteleri dolduracak, istihdamı koruyacak ve ülkemizi enflasyon sorunundan kurtaracak stratejilere odaklanmalıyız” şeklinde konuştu. Küçükkayalar, ankete katılımın arttığını vurgulayarak, ankette yer alan BUSİAD üyesi firmalara teşekkürlerini sundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.