SON DAKİKA
Hava Durumu

#Enflasyon

Bursa Digital, Bursa Haber, Bursa Son Dakika - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor   Haber

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor  

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan mobilya sektörü, ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracatını yüzde 2,46 artırarak 425,5 milyon dolar ihracata imza attı. Yılın ilk 10 ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 1,72 artırarak 3 milyar 797 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, dolar bazlı büyümeye karşılık üretim bazında bir gerileme olduğuna dikkat çekerken, ithal girdinin çok az olduğu sektöre daha fazla destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi. 213 ülkeye ihracat yapan ve 2024 yılını 4 milyar 459 milyon dolar ihracatla kapatan mobilya sektörü, ihracatını artırmaya devam ediyor. Sektör, ekim ayında ihracatını, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 oranında artırdı. Ekim ayında 425,5 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektör, ihracatını sırasıyla en çok Irak’a, Almanya’ya, Birleşik Devletler’e, Fransa’ya ve Romanya’ya yaptı. Yılın ilk 10 ayına bakıldığı zaman da sektör, geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 1,72 artırarak 3 milyar 797 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Mobilya ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren MODOKO’nun Başkanı Koray Çalışkan, “Yıllık 12 milyar dolarlık üretim hacmi yakalayan, 213 ülkeye ihracat yapan ve 500 bin kişinin çalıştığı mobilya sektörü ihracat konusunda pek çok sektöre göre iyi bir performans sergiliyor. İhracatta devam eden artışın yıl sonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Bu anlamda yılı yaklaşık 5 milyar dolar ihracatla kapatmayı hedefliyoruz. Ancak şunu belirtmek gerekiyor ki kur artışından dolayı ihracatta bir artış gözükse de adetsel bazda bir gerileme mevcut. Mobilya sektörü, girdinin en az olduğu en fazla cari fazla veren sektörlerden bir tanesi. Mobilya sektörünün ayrıcalıklı sektör olarak kabul edilip sektöre verilen kredilerde destekler artırılmalı. Aynı zamanda Türkiye’de yaklaşık 45 bin tane mobilya üreticisi var. Bunlardan 39 bin tanesinde bir kişi çalışıyor, yani firma sahibi aynı zamanda çalışan. Burada bir düzenleme yapılıp mobilya sektöründeki haksız rekabetin önüne geçilebilirken sektör hızla büyüyüp 20 milyar dolarlık bir üretim hacmine ulaşabilir. Destekler verilmezse tekstil sektöründe olduğu gibi yatırımların yurt dışına taşınması ve şirket kapanmaları gündeme gelebilir” dedi. Taksit sayısı artmalı İç pazardaki hareketliliğin sağlanması için de indirim kampanyası başlattıklarını ifade eden Çalışkan, “Evlenecek çiftlerin, evini yenileyenlerin 50 yılı aşkın süredir ilk uğradıkları yer MODOKO oluyor. Hem güvenilir hem de kaliteli ürünün adresi olan MODOKO’da taksitlerin azaldığı bir ortamda evlenecek çiftlerin ya da mobilya almak isteyen kişilerin alım güçlerini kolaylaştırabilmek için özel bir kampanya başlattık. ‘MODOKO Sanal Çadır Günleri’yle 2 ay boyunca yüzde 50’ye varan bir indirim fırsatı sunuyoruz. Üretici ve tüketici enflasyon rakamlarına baktığınız zaman dahi zararına satışlar yaptığımızı söyleyebiliriz. Aynı zamanda bunu online kanalda gerçekleştirdiğimiz için İstanbul dışında Türkiye’nin her yerine de ulaşabiliyoruz. Bu kampanyayla sektörümüze bir nebze olsun can suyu vereceğimizi düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu. İç pazardaki daralmayı hareketlendirecek adımlardan en önemlisinin taksit sayısının artırılması gerektiğinin altını çizen Çalışkan, “Taksit sayısının 12’ye çıkarılması gerekiyor. Son yönetmelikle birlikte sayı 9’a düşürülmüştü. Ancak firmalar, sermaye yapılarından dolayı ve bankalardan geç ödeme aldıkları için 9 taksit yapmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden eskiden olduğu gibi 2 taksite ek bankaların da artı 5 ya da 7 taksit yapmaları, sektörün finansman yükünü hafifletip sektöre can suyu olacaktır. Çünkü şu anda en fazla konkordato ilan eden 5. sektör konumundayız” dedi.

ERSİYAD: 2026 asgari ücret artışı işveren destekleriyle değerlendirilmeli Haber

ERSİYAD: 2026 asgari ücret artışı işveren destekleriyle değerlendirilmeli

ERSİYAD Başkanı Bülent Öz, 2026 asgari ücret sürecinde sadece rakam artışının yeterli olmayacağını, işveren desteklerinin de eşlik etmesi gerektiğini vurguladı. Bursa'da 2026 yılı asgari ücret belirleme süreci yaklaşırken, Erzurumlu Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (ERSİYAD) Başkanı Bülent Öz, ekonominin tüm paydaşlarını ilgilendiren sürece dair önemli açıklamalarda bulundu. Öz, asgari ücretin sadece çalışanlar için değil, işverenler ve ülke ekonomisi için de kritik bir konu olduğunu belirtti. Bugün asgari ücretin 22 bin 104 TL seviyesinde olduğunu hatırlatan Öz, son yıllarda artan enflasyon, yüksek kredi maliyetleri ve üretim girdilerindeki keskin artışların özellikle KOBİ’lerin istihdamı sürdürme gücünü zayıflattığını vurguladı. TÜİK ve TCMB verilerine göre; son 12 ayda üretici fiyatları tüketici fiyatlarının üzerinde seyretmiş, enerji ve hammadde maliyetleri yüzde 35–48 artmış, ticari kredi faizleri ise yüzde 36–52 bandına yükselmiş durumda olduğunu anımsatan ERSİYAD'ın 2026 yılı asgari ücret önerilerini ise şöyle sıraladı: "SGK işveren primlerinde 12 ay süreyle yüzde 3–5 oranında destek, KOBİ’ler için düşük faizli ve teminat destekli kredi paketleri, mevcut istihdamı koruyan işletmelere vergi indirimi, yeni istihdam yaratan işletmelerde sigorta primlerinin ilk 6 ay devlet tarafından karşılanması" Asgari ücretin yalnızca çalışanları güçlendiren bir adım olmadığını, üretim ve istihdamın sürdürülebilirliği için işveren destekleriyle birlikte açıklanması gerektiğini belirten Öz, “Güçlü işletme, güçlü üretim; güçlü üretim ise sürdürülebilir istihdam demektir” diyerek, KOBİ’lerin Türkiye ekonomisinin omurgasını oluşturduğunu kaydetti. Ücret artışlarının işveren destekleriyle dengelenmesinin hem üretim kapasitesini koruyacağını hem de kayıt dışı istihdamı azaltacağını vurgulayan Başkan Öz, "Asgari ücret, yalnızca maaş artışı değil, üretim zincirinin dengesidir" mesajını verdi.

Merkez'in yıl sonu tahmini yükseldi... Sıkı para politikası sürecek Haber

Merkez'in yıl sonu tahmini yükseldi... Sıkı para politikası sürecek

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2025 yılı dördüncü Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü güncelledi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyonda 2025 için ara hedefin yüzde 24 olarak korunduğunu, yılsonu tahmin aralığının yüzde 25-29'dan yüzde 31-33'e çıkarıldığını açıkladı. Raporda, sıkı para politikasının fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürüleceği vurgulandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı dördüncü Enflasyon Raporu’nu yayımladı. Raporda, küresel ticaretteki belirsizlikler ve gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle 2025 yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 31-33 aralığına yükseltildiği bildirildi. Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan tarafından sunulan yılın son raporunda, son iki ayda enflasyon, gıda fiyatlarının da etkisiyle tahmin aralığımızın üzerinde gerçekleştiği belirtilirken, 2026 yılı enflasyon tahminini yüzde 13-19 aralığında, 2027 yılı tahminini ise tek haneli seviyelerde korudu. Orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefinde istikrar kazanacağı öngörüldü. KÜRESEL GÖRÜNÜM BELİRSİZ, BÜYÜME TAHMİNLERİ ILIMLI Raporda, küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliklerin sürdüğü, ancak 2025’in ilk yarısında geçici etkilerle küresel büyümenin ılımlı bir seyir izlediği belirtildi. 2026 yılında korumacılığın artmasıyla büyüme görünümünün yeniden zayıflamasının beklendiği ifade edildi. TÜRKİYE EKONOMİSİ YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 4,8 BÜYÜDÜ TCMB, 2025’in ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin beklentilerin üzerinde yüzde 4,8 oranında büyüdüğünü açıkladı. Ancak raporda, iç talebin ve sanayi üretiminin üçüncü çeyrekte zayıf seyrini sürdürdüğü, buna karşılık ihracat ve cari işlemler dengesinde kısmi iyileşme yaşandığı belirtildi. ENFLASYON YÜZDE 32,9’A GERİLEDİ Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 32,9’a gerileyerek bir önceki raporda öngörülen aralığın üzerinde gerçekleşti. Gıda fiyatlarındaki artışın enflasyona yukarı yönlü katkı verdiği, buna karşılık enerji ve dayanıklı tüketim mallarında fiyatların sınırlı düşüş gösterdiği ifade edildi. POLİTİKA FAİZİ YÜZDE 39,5’E İNDİRİLDİ TCMB, Eylül ve Ekim aylarında toplam 350 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini yüzde 39,5 seviyesine çekti. Enflasyonun ana eğilimindeki yavaşlamaya rağmen, gıda fiyatları ve beklentilerdeki bozulma nedeniyle indirimlerin “sınırlı” tutulduğu vurgulandı. REZERVLER GÜÇLENİYOR, TL İSTİKRARLI Raporda, TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 24 Ekim itibarıyla 185,5 milyar dolar seviyesine yükseldiği ve Türk lirasının görece istikrarlı bir seyir izlediği belirtildi. Türkiye’nin risk priminin (CDS) 245 baz puana kadar gerilediği, TL cinsi varlıklara girişin ise küresel risk iştahındaki zayıflık nedeniyle yavaşladığı ifade edildi. “SIKI PARA POLİTİKASI KARARLILIKLA SÜRECEK” Merkez Bankası raporunda fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun süreceğini vurgularken, “Para politikası kararları, enflasyonun ana eğilimi, gerçekleşmeleri ve beklentileri dikkate alınarak ihtiyatlı biçimde belirlenecektir. Enflasyon görünümü ara hedeflerden belirgin şekilde ayrışırsa, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.” ifadeleri yer aldı. Raporda, ayrıca, makroihtiyati önlemler kapsamında Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının kapatıldığı, TL mevduat payı hedeflerinin aşağı yönlü güncellendiği ve kredi büyümesinin dezenflasyon patikasıyla uyumlu seyredeceği de belirtildi. Yılın son enflasyon raporuna ulaşmak için tıklayabilirsiniz

2026’da Asgari Ücret Ne Olacak Haber

2026’da Asgari Ücret Ne Olacak

2025 yılı için belirlenen asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL, brüt 26.005 TL olarak sabitlenmişti. Buna rağmen, devam eden yüksek enflasyon oranları bu zammın, çalışanların alım gücünü korumasını zorlaştırdı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ekim 2025 Enflasyon Raporu’na göre, yıl sonu itibarıyla enflasyonun %43,4 düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu durum, hane halkının reel gelirlerinde sürekli bir kaybın sürdüğünü gösteriyor. TÜİK’in 2025 ikinci çeyrek verilerine göre işgücü maliyetleri bir önceki yıla göre %44,3 arttı. İSO’nun Eylül 2025 imalat PMI raporu, liradaki değer kaybının üretici maliyetlerini son üç ayda en hızlı şekilde yükselttiğini gösteriyor. KOBİ’ler için de işveren maliyeti 2025 yıl sonunda çalışan başına 30.556 TL seviyesine çıkmıştı. Bu maliyetin, 2026’da yapılacak olası zamla birlikte 40 bin TL bandına yükselebileceği tahmin ediliyor. Veriler, şirketlerin 2026 planlarına daha dikkatli harcamalar ve tasarrufa yönelik adımlar atacağını işaret ediyor. Asgari Ücret 27.000TL Olacak Mı? Küresel enflasyonun yavaşlamesine rağmen, Türkiye’de ücret artış baskısının süreceği ön görülüyor. Trading Economics’in modellemesine göre, 2026 yılında Türkiye’de asgari ücretin yaklaşık 32.000 TL/ay (brüt) seviyesine çıkarılması bekleniyor. Bu da mevcut brüt tutara göre %23–25 oranında bir artış anlamına geliyor. Buna paralel olarak, OECD 2025 Economic Outlook raporunda Türkiye için 2026 yılı ortalama fiyat artışının %21 civarında olacağı öngörülüyor. Bu oran dikkate alındığında, net asgari ücretin 27.000 TL civarında belirlenmesi olasılığını arttırıyor. Böyle bir durumda, çalışanların yaşam maliyetlerindeki reel kaybı tam anlamıyla karşılamak zor olabilir. Ekonomistler, yeni asgari ücretin yalnızca enflasyona bağlı kalmaması, alım gücüne dayalı bir anlayışla belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Bu ise 2026 yılında maaş artışlarının özel sektörde de referans alınacağı anlamına geliyor. Özellikle giriş seviyesi pozisyonlarda beyaz yakalı maaşların yeniden düzenlenmesi gündemde. Ücret Politikalarında Yeniden Kalibrasyon Dönemi İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, 2026 asgari ücret beklentilerini şöyle değerlendirdi: “2026, ücret politikalarında yeniden düzenleme yılı olacak. Enflasyonun düşmesine rağmen, çalışanların alım gücü henüz toparlanmış değil. Şirketler artık maaş artışlarını yalnızca piyasa standartlarına göre değil, çalışan deneyimi ve sürdürülebilir motivasyonu dikkate alarak planlamak zorunda kalacak. Gelecekte, ücret şeffaflığı, yan hakların artırılması ve performansa dayalı ödül sistemleri daha da önemli hale gelecek. Kısa vadeli maaş artışları yerine, uzun vadede güven tesis etmek çalışan bağlılığını artıracak.”

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil Haber

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa'nın ekonomik durumunu anlamak amacıyla Ekim 2025'te üyeleri arasında yaptığı BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi'nin sonuçlarını duyurdu. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir'in katkısıyla yürütülen araştırma, dezenflasyon sürecinin beklenilen düzeyde gerçekleşmediğini ortaya koydu. Anket katılımcılarının yanıtlarına göre, 2025 yılının üçüncü çeyreği geride kalırken; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yılın ilk yarısında ekonomik faaliyetlerin yavaşladığı ve iç talebin dezenflasyona katkı sağlayacak düzeyde olduğu yönündeki görüşüne karşın, ekonominin sıkı finansal şartlara rağmen beklentilerin üzerinde büyüdüğü belirlendi. İkinci çeyrekte canlı kalan iç talebin yanı sıra, enflasyonun dezenflasyonu destekleyecek bir hızda düşmediği gözlemleniyor. Ekim 2025 (2025 III. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi'ne verilen yanıtlar, ekonomideki büyüme eğilimini büyük ölçüde doğrulayan bir tablo çiziyor. Bu kapsamda, anket yanıtlarındaki bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında; toplu olarak aşağıda belirtilmiştir: Ankete katılan tüm işletmelerin mevcut ekonomik durumlarının bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde iyileştiği, imalat sanayinin ise bu düzelmeyi daha belirgin şekilde gösterdiği görülmekte. Bununla birlikte, firmalar gelecek altı ay boyunca mevcut durumlarında sınırlı bir iyileşme beklemekte. Bu beklenti, önümüzdeki üç ayda üretim hacimlerinin değişmeyeceği öngörüsüyle de uyumlu gözüktü. İSTİHDAMDA ARTIŞ BEKLENTİSİ... Öte yandan, firmalar önümüzdeki üç ayda istihdam seviyesinde belirgin bir artış bekliyor. Ayrıca, önümüzdeki altı ay içinde maaşlarla ilgili maliyetlerin artacağı beklentisi, bir önceki çeyreğe göre net bir artış eğiliminde. Ankete katılan tüm firmalar açısından gelecek 12 ayda makine-teçhizat yatırımları ile bina-tesis yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe göre toparlanması bekleniyor. İHRACATTA DURAĞANLIK... İhracatçı firmalar, önümüzdeki üç aya yönelik ihracat siparişlerinde bir önceki çeyrekle ortalama olarak artış beklerken, bu beklenti imalat sanayinde yatay seyretmektedir. Firmalar faiz riskinin bir önceki çeyreğe göre belirgin bir düşüş gösterdiğini ifade etmekte. Bunun yanı sıra, finansman ihtiyacının da bir önceki çeyrekteki haliyle devam etmesi bekleniyor. Tüm firmalar için kur risklerindeki küçük düşüşler, bir önceki çeyreğe göre genel anlamda gözlemleniyor. Ek olarak, gelecek üç aya yönelik Türk lirası cinsinden kredi faiz oranlarındaki aşağı yönlü beklenti zayıflamıştır. FİYATLARDA VE MALİYETLERDE ARTIŞ BEKLENTİSİ… Ankette bulunan tüm firmalar için, döviz kurundaki değişimlerin satış fiyatlarını etkileme süresinin genellikle 0-3 ay aralığında olduğu ve bir önceki çeyreğe göre ortalama hızın arttığı saptanmıştır. Firmalar, önümüzdeki üç ayda ortalama birim maliyetlerinin yükseleceğini beklerken, artış yönündeki beklenti bir önceki çeyreğe göre sabit kalmıştır. Gelecek üç ayda satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak yükseleceği tahmin edilirken, bu eğilim imalat sanayinde daha güçlüdür. Ankette yer alan tüm firmalar için yılsonu üretici fiyatları enflasyonu beklentisinin bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde arttığı belirtilmiştir. ENFLASYONLA MÜCADELE... Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, enflasyon dahil ekonomik verilerdeki sınırlı iyileşmenin üretici potansiyelini engellediğini dile getirdi. Küçükkayalar, “Dünyadaki gelişmeler, ekonomik stratejiler kurmayı zorlaştıracak kadar kaygı verici. Açık ve örtülü savaşlar, ekonomik mücadeleler, her an ekonomi stratejilerimizi aniden değiştirebiliyor. Enflasyonla mücadele, öncelikli hedefimiz olmalı. Ancak, dezenflasyonun beklenen hızda ilerlemediğini görüyoruz. Üretimden vazgeçmek, gelişmekte olan ülkeler için telafisi zor sonuçlar doğurabilir. İhracatı artıracak, kapasiteleri dolduracak, istihdamı koruyacak ve ülkemizi enflasyon sorunundan kurtaracak stratejilere odaklanmalıyız” şeklinde konuştu. Küçükkayalar, ankete katılımın arttığını vurgulayarak, ankette yer alan BUSİAD üyesi firmalara teşekkürlerini sundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.